Categories: Kitap Tavsiyeleri

by İnci Vural

Share

Categories: Kitap Tavsiyeleri

İnci Vural Tarafından Yazmıştır.

Paylaş

“Kakalar Günü” biri kısa, iki öyküden oluşuyor. İlk öykü, “Kakalar Günü”, Güçlüpınar Kasabası’na gelen tuhaf görünüşlü bir adamın kasabalıları soru yağmuruna tutmasıyla başlıyor. Yok ayakkabının niye dili varmış da, ilk yoğurdu kim yapmış da, sandalyeye oturduğumuz halde masaya oturdum dememizin nedeni neymiş de (çocuklar için çok akıl açıcı sorular) Adam sormuş da sormuş. Kasabayı terk etmeden önce de baklayı ağzından çıkarmış: “Neden evlerinizde yalnızca bir tuvalet var, ya hepinizin aynı anda kakası gelirse ne olacak?”

Soru kasabalıların kafasına öyle bir takılmış ki, soruyu düşünmekten kakalarını yapamaz olmuşlar. Dertlerini birbirleriyle bile konuşamamışlar. Sonrası… çok keyifli gelişiyor.

Çocukların okul öncesi döneminde başgösteren ve  ilkokulun ilkyıllarında da devam eden meşhur kaka, popo, pipi muhabbeti ihtiyaçlarını biliyoruz. Bu ihtiyacı daha sofistike bir şekilde gidermenin yollarından biri de bu konularla ilgili kitaplar okumak olabilir.  Aslında bu kitabı okurken çocuğunuzla  mesela insanların birbirlerini olumlu ya da olumsuz şekillerde nasıl etkiledikleri gibi konularını da tartışabilirsiniz.

Kitaptaki ikinci öykü “Fındık Ezmesi” adını taşıyor. Öykümüzün kahramanı matematiksever Ceren Deniz bakkala fındık ezmesi almaya gittiğinde üç adam tarafından kaçırılır. Kolayca yaptığı matematik hesaplarıyla fidye peşindeki haydutların kafasını karıştıran Ceren Deniz, bir kavanoz fındık ezmesiyle ailesine haber göndermeyi de başarır. Böylece Ceren Deniz hem abisine istediği fındık ezmesini ulaştırır, hem haydutların yakalanmasını sağlar.

Eğer sadece kurukuruya okumaz da haydutların ve bazen babanın saçmalıkları hakkında da konuşursanız çok muhakeme geliştirici bir kitap.

En Son Yazılar

  • Berra, onu sevecek, pasta alacak, ıslık çalmayı öğretecek ve arada bir de harçlık verecek bir dedesi olsun istemektedir. Ama böyle bir dedeyi nerede bulacağını da bir türlü bilemez. Yardımına arkadaşı Ulf yetişir. Berra’ya huzurevinden bir dede bulur. Berra ve Ulf, buldukları dedeye torunu için neler yapması gerektiğini anlatırlar. Ama Berra için neler yapılacağının yanında, çocuklar

  • Karlı bir kış gününde karnını doyurmak isteyen ve ağacın dalındaki son elmayı görerek, onu almaya çabalayan tavşanın hikayesi bu. Sırası ile fare, tilki ve ayının katılımı ile üstüste çıkarak, elmaya zorla ulaşabilen kafadarlar, çabalarının sonucunda hep birlikte elmayı yiyor ve ayının ininde hep birlikte uyuyorlar. Çok güzel bir yardımlaşma paylaşma ve arkadaşlık hikayesi biraz da

  • Bu kitap ilk kez 1994 yılında Avusturyada, “Hoşçakal Küçük Sığırcık” adıyla yayımlandı. Avusturyalı çocuklarca çok sevilen kitap, kısa sürede tükendi ve ikinci baskıını yaptı. Ayrıca, yine o yıl Avusturyada yayımlanan çocuk kitapları arasında Almanyada en çok satan kitaplar listesinde birinci sırada yer aldı. Ne yazık ki bu kitap, Türk çocuklarına bundan beş yıl sonra ulaşabildi.

  • Hasta ve çok konuşmayan bir anne, iş bulduğunda eve uğramayan bir baba, mutlu olmak isteyen, yıldızlardan bunu dileyen bir çocuk. Acıkıp fırından bir somun ekmek çaldığında üzerine yapışan “hayta” yaftası ile gerçek ismini kendi bile unutmuş ve katıldığı çetede “birisi” olmaya çalışan bir çocuk. Çocuğun hayatı cüzdanını çalmaya çalıştığı adamın ona bir müzik aleti vermesi