Categories: Kitap Tavsiyeleri

by İnci Vural

Share

Categories: Kitap Tavsiyeleri

İnci Vural Tarafından Yazmıştır.

Paylaş

Bu kitabı her iki kapağından da başlanarak okunabilecek şekilde hazırlanmış olması çok esprili ve düşündürücü bir hikaye örüntüsüne taşıyor bizi.

Kendinizi şanslı mı yoksa şanssız mı hissettiğinizi düşünüp karar verebilirsiniz hangi kapaktan okumaya başlayacağınıza. Hangisini seçerseniz seçin, öykü aynı biçimde başlıyor: Güneşli bir gün ve Amanda dışarı çıkmak istiyor. Her iki öyküde de kapıdan çıkınca sola dönüyor. “Şanslıyım” tarafından okumaya başladıysanız, sola dönerek Amanda’nın kafasına düşebilecek bir saksıdan kurtulduğunu görüyorsunuz. “Şanssızım” tarafından başladıysanız, Amanda’nın sola dönerek güzel bir balon sahibi olma fırsatını kaçırdığını görüyorsunuz. Amanda karşı kaldırıma geçiyor. “Şanslıysa” azgın bir köpekle burun buruna gelmekten kurtuluyor. “Şanssızsa” sevimli bir köpekle karşılaşma fırsatını kaçırıyor. Amanda parka giriyor. “Şanslıysa” bir bisiklet kazasından kurtuluyor. “Şanssızsa” kralla kraliçeye el sallama (!) fırsatını kaçırıyor. “Şanslıysa” parktan çıkıyor ve bir köpek kakasına basmaktan kurtuluyor. “Şanssızsa” parktan çıktığı için yeni salıncakları görmemiş oluyor. Sağa dönüyor ve “şanslıysa” en sevmediği arkadaşıyla karşılaşmaktan kurtuluyor. “Şanssızsa” sağa dönerek en yakın arkadaşıyla karşılaşamıyor. Öykünün sonuna ulaştığınızda “şanslıysa” şanslı olduğunun farkında olmadığı için ne kadar şanssız olduğunu okuyoruz. “Şanssızsa” şanssız olduğunun farkında olmadığı için ne kadar şanslı olduğunu okuyoruz. “Şanssızım” başlıklı kapakta sevinen, “Şanslıyım” başlıklı kapakta “dehşete düşmüş” bir Amanda var.

Çocuklar için dialektiğe giriş kitabı gibi bir şey.

Kitap gerçekten kafa karıştırıcı; iyiyle kötünün, şanslılıkla şanssızlığın, olumluyla olumsuzun ne olduğunu düşünmeye zorluyor. Olumlu ya da olumsuz görünen durumların, o durumu ele aldığımız ana, o anda sahip olduğumuz bilgiye göre ne kadar değişken olabileceğini gösteriyor. Bu kitap algılarla oynamayı teşvik eden, soru sorduran bir kitap olması özelliğinden dolayı her iki öyküyü de mukayese ederek birkaç kez okunmalı bence.

Gelişimsel Yaş Aralığı: 7-8 yaş

En Son Yazılar

  • Berra, onu sevecek, pasta alacak, ıslık çalmayı öğretecek ve arada bir de harçlık verecek bir dedesi olsun istemektedir. Ama böyle bir dedeyi nerede bulacağını da bir türlü bilemez. Yardımına arkadaşı Ulf yetişir. Berra’ya huzurevinden bir dede bulur. Berra ve Ulf, buldukları dedeye torunu için neler yapması gerektiğini anlatırlar. Ama Berra için neler yapılacağının yanında, çocuklar

  • Karlı bir kış gününde karnını doyurmak isteyen ve ağacın dalındaki son elmayı görerek, onu almaya çabalayan tavşanın hikayesi bu. Sırası ile fare, tilki ve ayının katılımı ile üstüste çıkarak, elmaya zorla ulaşabilen kafadarlar, çabalarının sonucunda hep birlikte elmayı yiyor ve ayının ininde hep birlikte uyuyorlar. Çok güzel bir yardımlaşma paylaşma ve arkadaşlık hikayesi biraz da

  • Bu kitap ilk kez 1994 yılında Avusturyada, “Hoşçakal Küçük Sığırcık” adıyla yayımlandı. Avusturyalı çocuklarca çok sevilen kitap, kısa sürede tükendi ve ikinci baskıını yaptı. Ayrıca, yine o yıl Avusturyada yayımlanan çocuk kitapları arasında Almanyada en çok satan kitaplar listesinde birinci sırada yer aldı. Ne yazık ki bu kitap, Türk çocuklarına bundan beş yıl sonra ulaşabildi.

  • Hasta ve çok konuşmayan bir anne, iş bulduğunda eve uğramayan bir baba, mutlu olmak isteyen, yıldızlardan bunu dileyen bir çocuk. Acıkıp fırından bir somun ekmek çaldığında üzerine yapışan “hayta” yaftası ile gerçek ismini kendi bile unutmuş ve katıldığı çetede “birisi” olmaya çalışan bir çocuk. Çocuğun hayatı cüzdanını çalmaya çalıştığı adamın ona bir müzik aleti vermesi